Behlül Dânâ’dan Hârun Reşit’e Üç Soru: Görünenin Ardındaki Hakikat

İnsanlık tarihinin büyük hikmet sahiplerinden Behlül Dânâ, sadece sözleriyle değil, sorduğu sorularla da derin hakikatleri ortaya çıkarmasıyla ünlüdür. Abbasî halifesi Hârun Reşit’le yaşadığı bu diyalog, yüzyıllar sonra bile bize önemli dersler sunmaya devam ediyor.
Behlül Dânâ Hazretleri, bir gün Hârun Reşit‘e sorar:

“Ey halife, sana üç sualim var:

  1. Yer üstünde en fazla olan,
  2. Yeraltında en fazla olan,
  3. Gökyüzünde en fazla olan nedir?”

Hârun Reşit, bu suali gayet basit bularak şu cevabı verir:

“Yeryüzünde en çok olan canlılardır. Yeraltında en çok olan mevtâlardır. Gökyüzünde en çok olan da kanatlılardır; kelebekler, kuşlar, vesairedir.”

Behlül Dânâ ise Hârun Reşit’e manidar bir şekilde bakarak şu mukabelede bulunur:

“Hayır ey halife, sen işin zahiri tarafını söyledin. Hakikatini söylemedin. Gerçek şu ki:

Yeryüzünde en çok mevcut olan şey; tamahlardır, hırslardır, kıskançlıklardır, bitmek-tükenmek bilmeyen nefsani arzulardır.

Yeraltında en çok mevcut olan şey de; ‘eyvah, vah vah’ ile ‘keşke’lerdir.

Gökyüzünde en çok mevcut olan ise Arş-ı Âlâ’ya yükselen salih amellerdir.”

Bu diyalog, bize iki farklı bakış açısını sunar: Biri görünür olanı, diğeri ise görünmeyen hakikatleri. Hârun Reşit’in cevabı mantıklı ve somuttur, ancak Behlül Dânâ’nın yaklaşımı insanın iç dünyasına ve manevi boyutuna odaklanır.

Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde geçen “keşke” ifadeleri, insanın ahiretteki pişmanlıklarını haber vererek, bizleri şimdiden uyarmaktadır. Bu nedenle, hayatımızı Allah’ın rızasını kazanma yolunda değerlendirmek ve gelecekte pişmanlık duyacağımız davranışlardan kaçınmak büyük önem taşır.

Bu hikaye bize hatırlatır ki: Asıl gerçeklik, gözle görülenin ötesinde, kalplerde ve ruhlarda yaşanan hakikatlerdir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir