Cömertlik Nedir? Behlül Dânâ’nın Gözünden Hakiki Cömertlik

Behlül Dânâ‘nın hikmet dolu sohbetleri, sadece dönemin insanlarını değil, günümüz okuyucusunu da düşündürmeye devam ediyor. Cömertlik kavramı üzerine yaptığı bu derin sorgulama, ibadetin ve fedakarlığın gerçek mahiyetini anlamamıza yardım ediyor.

Behlül Dânâ benimle buluştu ve bana:

“Sana soru soracağım” dedi.

Ben “Sor” dedim.

Behlül: “Cömertlik nedir?” dedi.

Ben: “Vermek ve bağış yapmaktır” dedim.

Behlül: “Bu cömertlik dünyayla ilgilidir” dedikten sonra ikinci bir soru sordu:

“Dinde cömertlik nedir?” dedi.

Ben: “Allah’ın emirlerini yerine getirmek” dedim.

Behlül: “İnsanlar O’ndan karşılık mı istiyorlar?” dedi.

Ben: “Evet, bire on” dedim.

Bunun üzerine Behlül: “Bu cömertlik değildir; bu ticaret ve kar yapmaktır” dedi.

Ben: “Peki sence nedir?” dedim.

Behlül: “Allah’ın bir şey karşılığında bir şey istediğini senin kalbinde görmemesidir” dedi.

Hikayenin Derin Anlamı

Bu diyalog, cömertlik kavramını üç farklı düzeyde ele alıyor ve her seferinde daha derine iniyor:

Birinci Düzey – Maddi Cömertlik: Malımızı, paramızı başkalarıyla paylaşmak. Bu en görünür ve anlaşılır cömertlik türü.

İkinci Düzey – Dini Cömertlik: Allah’ın emirlerini yerine getirmek, ibadet etmek. Ancak burada bile çoğu insan karşılık bekliyor – sevap, cennet, bağışlanma…

Üçüncü Düzey – Hakiki Cömertlik: Behlül Dânâ’nın tanımladığı bu son düzey, hiçbir karşılık beklemeden, sırf Allah rızası için yapılan eylemlerdir. Burada önemli olan, kalbin temizliği ve niyetin saflığıdır.

Günümüze Yansımaları

Bu hikaye, modern yaşamda da karşımıza çıkan bir durumu işaret ediyor. İyi işler yaparken, yardım ederken, hatta ibadet ederken bile bilinçaltımızda bir karşılık beklentisi olabilir: takdir görmek, sevilmek, cennet kazanmak…

Behlül Dânâ’nın mesajı şudur: Gerçek cömertlik, karşılık beklemeksizin, sırf içsel bir güdüyle, Allah’ın rızasını kazanma arzusuyla yapılan fedakarlıktır. Bu, kalbin en temiz halinde gerçekleşen bir durumdur.

Bu yaklaşım, ibadeti ve iyiliği bir “yatırım” gibi görmekten çok, doğal bir yaşam biçimi haline getirmeyi önerir. Sonuçta en büyük cömertlik, verirken almayı düşünmemektir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir