Behlül Dânâ’nın Halife’ye Verdiği Nasihat: Gerçeğin Aynası

Hikmet sahiplerinin en büyük özelliklerinden biri, güç sahiplerine karşı bile dürüstlüklerinden ödün vermemeleridir. Behlül Dânâ ile Hârun Reşit arasında geçen bu diyalog, nasihat vermenin ve almanın gerçek anlamını gözler önüne seriyor.


Hikaye

Bir gün, Abbasi Halifesi Hârun Reşit, sokakta gezerken bilge ve dürüst kişiliğiyle tanınan Behlül Dânâ ile karşılaştı.

Halife Hârun Reşit, Behlül’e: “Seni gördüğüme çok sevindim. Uzun zamandır seninle konuşmayı arzu ediyordum” dedi.

Hazreti Behlül gülümsedi ve dürüstçe cevap verdi: “Benim böyle bir arzum yoktu.”

Buna rağmen, Halife Hârun Reşit, Behlül’den nasihat istedi. Behlül düşünceli bir ifadeyle cevap vermeye başladı:

“Ne nasihati istiyorsun? Şu sarayına bak, bir de kabirlere bak! Bunlardan ibret almayan, başka nelerden alır!”

“Ey müminlerin emiri! Yarın Allah’ın huzuruna çıkacaksın. Yaptığın her şeyden hesap vereceksin. Bu hesap gününde aç, susuz ve çıplak olacaksın. Buna nasıl hazırlanıyorsun?”

Hârun Reşit bu sözlerden etkilendi ve düşünceye daldı.


Hikayenin Mesajları

Gerçek Dostluk ve Dürüstlük

Behlül’ün “Benim böyle bir arzum yoktu” sözü, ilk bakışta kaba görünse de aslında derin bir dürüstlüğü yansıtır. O, halifenin gönlünü hoş etmek için yapmacık davranışlar sergilemez. Gerçek dostluk, karşılıklı çıkar ilişkisinden ziyade, doğruluk üzerine kuruludur.

En Güçlü Nasihat: Gözlem

“Şu sarayına bak, bir de kabirlere bak!” Behlül, uzun uzadıya teorik nasihatler vermez. Bunun yerine, halifenin etrafında zaten mevcut olan gerçeklere işaret eder. Sarayın geçiciliği ile mezarların ebediliği arasındaki tezat, düşünen bir zihin için yeterli nasihattir.

Hesap Günü Gerçeği

Halife’ye hatırlattığı hesap günü gerçeği, makam ve mevki fark etmeksizin tüm insanlar için geçerlidir. Bu gün, dünyevi güç ve servetin hiçbir değeri olmayacağı andır.

Hazırlık Sorusu

“Buna nasıl hazırlanıyorsun?” sorusu, sadece Hârun Reşit’e değil, her birimize yöneltilen bir sorudur. Bu hazırlık, sadece ibadetlerle sınırlı değil; adaletli olmak, halka hizmet etmek, emanete sahip çıkmak gibi sorumluluklarımızı da kapsar.

Günümüze Yansımaları

Bu hikaye, günümüz liderlerine ve her birimize önemli dersler sunar:

  • Dürüst nasihat almaya açık olmak
  • Geçici olanla kalıcı olanı karıştırmamak
  • Sorumluluk bilinci ile yaşamak
  • Hesap günü hazırlığını ihmal etmemek

Behlül Dânâ’nın bu nasihatı, sadece tarihi bir anekdot değil; her dönemin güç sahipleri ve sıradan insanları için geçerli olan evrensel bir rehberdir. Çünkü sonuçta hepimiz, yaptıklarımızın hesabını verecek olan kullardanız.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir