Behlül Dânâ ve Gıybet: Mezarlıktaki Sohbet

İnsan ilişkilerinin en hassas noktalarından biri olan gıybet konusu, Behlül Dânâ‘nın hikmetli yaklaşımıyla bambaşka bir boyut kazanıyor. Kabristanda yaşanan bu olay, toplumsal eleştirinin en keskin örneklerinden birini sunuyor.


Hikaye

Çok eski zamanlarda, bilgeliğiyle tanınan Behlül adında bir insan vardı. Behlül, insanların dertlerine çare olan, sözleriyle kalplere dokunan biriydi.

Bir gün insanlar Behlül’ü kabristanda gördüler. Mezar taşları arasında oturmuş, sakin bir şekilde etrafı izliyordu.

Behlül, ayaklarını kabir taşları arasına sokmuş, toprakla oynuyor gibiydi. Yüzünde huzur dolu bir ifade vardı.

Onu görenler şaşırdılar ve yanına yaklaşıp sordular:

“Ey Behlül, burada ne yapıyorsun? Neden mezarlıkta oturuyorsun?”

Behlül, gözlerini onlara çevirdi ve bilgelik dolu bir sesle şu cevabı verdi:

“Bana eziyet etmeyen, gıybetimi yapmayan insanlarla oturup sohbet ediyorum. Bunlar sağ olanlardan daha emin, daha güvenilir.”


Hikayenin Verdiği Dersler

Bu çarpıcı hikaye, birkaç önemli mesaj barındırıyor:

Gıybetin Yaygınlığı: Behlül Dânâ’nın tercihi, yaşayan insanlar arasında ne kadar çok gıybet yapıldığının dolaylı bir itirafıdır. İnsanların birbirlerinin arkasından konuşma alışkanlığı o dönemde de yaygınmış.

Güven Problemi: “Daha emin, daha güvenilir” ifadesi, toplumsal güvenin ne denli sarsıldığını gösteriyor. İnsanların birbirine güvenmekte zorlandığı bir ortamın eleştirisi yapılıyor.

İroni ve Eleştiri: Ölülerin diri olanlardan daha güvenilir olması, toplumsal bir çelişkiyi gözler önüne seriyor. Bu durum hem acı hem de düşündürücü bir gerçeklik.

Günümüze Yansımaları

Bu hikaye, sosyal medya çağında daha da anlamlı hale geliyor. İnsanların birbirlerinin arkasından konuşması, artık dijital platformlarda da yaygınlaşmış durumda. Behlül Dânâ’nın mesajı, bugün de geçerliliğini koruyor:

  • Gıybet, sadece konuşulan kişiye değil, konuşan kişiye de zarar verir
  • Güven, toplumsal ilişkilerin temelidir ve korunmalıdır
  • Sözün değeri, ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimizle ölçülür

Bu hikaye bize şunu hatırlatır: En büyük sohbet, birinin arkasından değil, yüzüne karşı yapılandır. Behlül Dânâ’nın tercih ettiği sessizlik, bazen en güçlü eleştiri biçimi olabilir.

Gerçek dostluk ve güven, ancak gıybetsiz bir ortamda filizlenebilir. Bu nedenle sözlerimize dikkat etmek, sadece başkalarını değil, kendimizi de korumak anlamına gelir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir