Behlül Dânâ ve Hırsız: Ölümün Önündeki Eşitlik

Behlül Dânâ‘nın hikmetli yaklaşımı, en sıradan olaylarda bile derin hakikatleri görebilme yeteneğini ortaya koyar. Bu hikaye, dünya malına verilen önemin geçiciliğini ve ölüm gerçeğinin herkesi eşitlediğini hatırlatıyor.


Hikaye

Bir zamanlar yaşayan büyük bilge Behlül Dânâ‘nın hikmeti ve bilgeliği dillere destandı.

Bir gün Behlül’ün evine bir hırsız girmiş, bulabildiği her şeyi alıp götürmüştü.

Behlül, hırsızın peşinden koşmak yerine doğruca kabristana gitti ve mezarlık kapısına oturarak beklemeye başladı.

Bunu görenler etrafına toplanıp: “Niçin hırsızın peşinden gitmedin de buraya geldin?” diye hayretle sordular.

Behlül tebessüm ederek şu cevabı verdi: “Yolunu şaşırmış o adamcağızı burada bekliyorum. Ecel onu mutlaka bu kapıya getirecektir.”

Bu derin sözler karşısında, önce gülen insanlar derin düşüncelere daldı. Herkes ölümün kaçınılmaz gerçeğini hatırladı.


Hikayenin Derin Anlamı

Behlül Dânâ’nın bu tavrı, birkaç önemli hakikati ortaya koyuyor:

Dünya Malının Geçiciliği: Hırsızın aldığı eşyalar için telaşlanmak yerine, bu malların ne kadar geçici olduğunu hatırlatıyor. Sonuçta hepimiz bu dünyadan eli boş gideceğiz.

Adaletin Kaçınılmazlığı: Her ne kadar hırsız şu an eşyalarla kaçmış gibi görünse de, gerçek hesaplaşma ahirette olacaktır. Ölüm, hem hırsızı hem de mağduru aynı noktaya getirecek.

Hikmetle Yaklaşım: Öfkelenmek ve intikam peşinde koşmak yerine, olaylara daha geniş bir perspektifle bakmanın önemi vurgulanıyor.

Merhamet ve Sabır: Hırsızı bile “adamcağız” diye anması, Behlül’ün insanlara karşı beslediği merhameti gösteriyor.

Günümüze Mesajları

Bu hikaye, modern yaşamda da geçerli önemli dersler içeriyor:

  • Maddi kayıplar karşısında sakin kalabilmek
  • Büyük resmi görebilmek
  • Öfke yerine hikmetli davranabilmek
  • Geçici olan ile kalıcı olanı ayırt edebilmek

Behlül Dânâ’nın bu tavrı, dünya malına olan bağlılığımızı sorgulatıyor ve asıl zenginliğin kalpteki iman ve yapılan salih amellerde olduğunu hatırlatıyor. Sonuçta mezarlık kapısında herkes eşittir – ne hırsız ne de mağdur, hiçbir dünya malını yanında götüremez.

Bu hikaye bize şunu öğretir: Gerçek huzur, elimizdekine sıkı sıkıya tutunmakta değil, her şeyin geçici olduğunu bilip ona göre yaşamaktadır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir