Amr İbnü’l Cemuh’un Hidayet Hikayesi: Sevginin Gücü

İslam tarihinin en güzel hidayet hikayelerinden biri, bir babanın üç evladının sevgisi ve sabrıyla başlar. Bu hikaye, zorlamanın değil, sevginin ve hikmetin gücünü gözler önüne serer.


Hikaye

Medine’nin ileri gelenlerinden Amr İbnü’l Cemuh, İslam’dan önce ağaçtan yapılmış “Menaf” adlı bir puta tapardı. Üç oğlu ise Müslüman olmuştu ve babalarının hidayete ermesini istiyorlardı.

Bir gece, Amr’ın oğulları ve arkadaşları, “Menaf” putunu yerinden aldılar ve kimseye görünmeden bir lağım çukuruna attılar. Sabah olunca Amr putunu yerinde bulamayınca telaşla aramaya başladı.

Amr, putunu bir çukurda baş aşağı buldu. Kızgın ve şaşkındı. Onu temizleyip yerine koydu. “Bu işi yapanı bir bilsem, onu perişan ederdim!” diye söylendi. Ama gençler ertesi gece de aynısını yaptılar.

Sabrı taşan Amr, yatmadan önce putun boynuna kılıcını taktı: “Ey Menaf! Sende bir hayır varsa, al sana kılıç! Artık kendini koru!” dedi. Gençler onun uyuduğunu anlayınca harekete geçtiler.

Gençler bu kez putu bir köpek leşine bağlayıp lağım kuyusuna attılar. Amr sabah olunca yine aramaya koyuldu ve putunu bu perişan halde buldu.

Bu kez Amr, putunu bulduğu yerde bıraktı: “Vallahi sen tanrı olsaydın, köpek leşine bağlı olarak bu kuyuda böyle bulunmazdın!” dedi. Gerçeği görmüştü; putun kendini bile koruyamadığını anlamıştı.

Amr İbnü’l Cemuh Müslüman oldu ve canını, malını, çocuklarını Allah yolunda Rasulullah’ın hizmetine verdi.


Hikayenin Dersleri

Bu hikaye bize birkaç önemli ders sunar:

Sevgi ve Sabır: Üç evlat, babalarına karşı saygısızlık etmeden, onu zorlamadan, sadece gerçeği görmesine yardımcı olacak bir yol seçti. Hidayet için zorlamanın değil, sevginin ve sabrın gücünü kullandılar.

Akıl ve Mantık: Amr İbnü’l Cemuh, putunun kendini koruyamadığını gördüğünde, aklını kullandı ve gerçeği fark etti. Bazen insanlar için sadece doğru zamanı beklemek ve doğru yaklaşımı sergilemek yeterlidir.

İçten Dönüşüm: Gerçek hidayet, zorlamayla değil, kalbin ikna olmasıyla gerçekleşir. Amr’ın hidayeti de böyle içten ve samimi oldu.

Allah’ın Lütfu: “Allah bir kuluna hidayet nasip ederse, ona en büyük nimeti vermiş demektir.” Bu söz, hidayetin ne kadar değerli bir nimet olduğunu hatırlatır.

Bu hikaye, bugün de ailelerimizde, çevremizde hidayete ermemiş sevdiklerimiz için nasıl bir yaklaşım sergilememiz gerektiğini gösterir: Sevgi, sabır, hikmet ve en önemlisi dua…

Sizce bir insanın imanı için neler yapılabilir? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir