Physical Address
304 North Cardinal St.
Dorchester Center, MA 02124
İslam tarihinin büyük mutasavvıf ve alimlerinden Ahmet Rufai Hazretleri, sadece ilmi ve irfanıyla değil, mütevazı kişiliğiyle de örnek olan büyük zatlardan biriydi. Kendini sürekli geliştirme ve nefsini terbiye etme yolunda gösterdiği çaba, onun maneviyatının derinliğini gözler önüne seriyordu.
Bir Sohbet Meclisinden
Yüzyıllar önce yaşanan bu hikaye, tevazunun en güzel örneklerinden birini sunar:
Ahmet Rufai Hazretleri, bir gün talebeleriyle sohbet meclisinde bir araya gelmişti. Bu büyük zat, kendini kemal yolunda ilerletme arzusuyla talebelerine dönerek şu soruyu sordu:
“İçinizde kim bende bir ayıp görüyorsa bildirsin.”
Bu sözler, onun ne kadar samimi bir şekilde kendini geliştirme yolunda olduğunu gösteriyordu.
Müritlerinden cesur biri, “Efendim, sizde büyük bir ayıp var” diye cevap verdi.
Ahmet Rufai Hazretleri hiç kızmadı, alınmadı. Aksine, ayıbını öğrenme ümidiyle sakin bir sesle sordu:
“Söyle kardeşim, o ayıbım nedir?”
Gönül terbiyesinin en güzel örneklerinden birini sergiliyordu bu tavırla.
Talebe, gözleri dolu dolu şu cevabı verdi:
“Bizim gibilerin size talebe olması.”
Bu söz mecliste bulunan herkesin kalbine dokundu. Herkes gözyaşlarına boğuldu, Ahmet Rufai Hazretleri de ağlıyordu.
Büyük mutasavvıf, gözyaşları içinde şu sözleri söyledi:
“Ben sizin hizmetçinizim, ben hepinizden aşağıyım.”
Tevazunun En Güzel Hali
Bu hikaye bize gerçek büyüklüğün ne olduğunu öğretiyor. Ahmet Rufai Hazretleri gibi büyük bir zat bile kendini sürekli sorguluyor, eleştiriye açık kalıyor ve en önemlisi, kendini herkesten aşağıda görme alçakgönüllülüğünü gösteriyordu.
Talebesinin verdiği cevap ise o kadar derin ki: “Sizin ayıbınız, bizim gibi eksik insanların size talebe olabilmesi.” Bu söz, aslında hocasının ne kadar yüce bir mertebede olduğunu ifade ederken, aynı zamanda kendi tevazusunu da ortaya koyuyordu.
Bu manevi an, mecliste bulunan herkesi derinden etkilemişti. Çünkü gerçek ilim ve irfan sahibinin tavrı böyle olmalıydı: Alçakgönüllü, kendini sorgulayan ve herkesi kendinden üstün gören…
Allah hepimize böyle alçakgönüllü bir kalp nasip etsin.
Bu tür hikayeler, manevi gelişimimiz için birer rehber niteliğindedir. Tevazu, sadece büyük zatların değil, her müslümanın sahip olması gereken en temel hasletlerden biridir.
