Physical Address
304 North Cardinal St.
Dorchester Center, MA 02124
Physical Address
304 North Cardinal St.
Dorchester Center, MA 02124
Bu hikaye, ibadet ve maneviyat anlayışımızda köklü bir değişim yapabilecek güçte. Dağda inzivada yaşayan bir âbid ile şehirde hayatını kazanan sıradan bir ayakkabıcı arasında geçen bu olay, gerçek takvanın ne olduğunu gözler önüne seriyor.
Bir âbid, ibadet etmek üzere dağa çıkar. Bir gece rüyasında kendisine şöyle denir:
“Falan ayakkabıcıya git! Senin için dua etsin.”
Âbid dağdan iner, adamı bulur ve ne iş yaptığını sorar. Ayakkabıcı şunu anlatır:
“Gündüzleri oruç tutar, ayakkabı işleriyle meşgul olurum. Kazandığım para ile ailemi geçindirdikten sonra fazlasını tasadduk ederim.”
Âbid, adamın güzel bir iş yaptığını kabul eder ancak kendisinin dağda sırf ibadetle meşgul olmasını daha üstün görür ve tekrar ibadetine döner.
Yine bir gece rüyasında kendisine şöyle denir:
“Ayakkabıcıya git ve ona, ‘Bu yüzündeki sararmanın sebebi nedir?’ diye sor.”
Âbid gider ve bu soruyu sorar. Ayakkabıcı şu cevabı verir:
“Kimi görürsem, ‘Bu kurtulacak da, ben helak olacağım’ der ve kendimden korkarım. Yüzümün sararması bundandır.”
İşte o zaman âbid, ayakkabıcının bu korku ve tevazu ile üstünlük kazandığını anlar.
Bu hikaye, maneviyat dünyasında karşılaştığımız birçok yanlış anlayışı düzeltir:
Âbid, ibadeti sadece dağda inziva halinde yaşamak olarak görürken, ayakkabıcı hayatın içinde, ailesi için çalışırken, başkalarına yardım ederken de Allah’a kulluk ediyor. Bu, ibadetin sadece mescitte değil, hayatın her alanında yaşanabileceğini gösterir.
Ayakkabıcının yüzündeki sararmanın sebebi, sürekli kendinden korkması ve başkalarını kendinden üstün görmesi. Bu derin tevazu, onu Allah katında değerli kılıyor. Oysa âbid, kendi ibadetini üstün görme eğilimindeydi.
Hikayenin en çarpıcı yanı, ayakkabıcının “Bu kurtulacak da, ben helak olacağım” sözü. Bu yaklaşım, kendini beğenmişlikten uzak durmanın ve sürekli nefsiyle hesaplaşmanın ifadesi.
Bu hikaye, günümüz müslümanları için de önemli dersler içeriyor:
Sonuçta bu hikaye bize şunu hatırlatır: Gerçek maneviyat, kalbin halinde gizlidir. Dış görünüş değil, iç temizlik asıl olandır.