Physical Address
304 North Cardinal St.
Dorchester Center, MA 02124
Physical Address
304 North Cardinal St.
Dorchester Center, MA 02124
Behlül Dânâ‘nın yaşam tarzı ve hikmet dolu yaklaşımları, dönemin en güçlü adamlarını bile düşündürüyordu. Halife Hârun Reşit ile yaşadığı bu diyalog, dünyevi makam ve itibarın geçiciliği hakkında derin bir ders içeriyor.
Halife Hârun Reşit bir gün sarayında Behlül Dânâ ile sohbet ediyordu. İkisi de birbirinden çok farklı hayatlar yaşayan, ama hikmetin yollarını arayan insanlardı.
Halife: “Ey Behlül! Sana sarayımda bir oda ve hizmetçiler vereyim. Bu eski elbiselerden kurtul. Yenilerini giy. İnsanlar arasına karış.” dedi.
Bunun üzerine Behlül: “Müsaade ederseniz bir danışayım.” dedi.
Halife şaşırarak: “Kime danışacaksın, kimsen yok ki?” diye sordu.
Behlül ise: “Ben danışacağım yeri biliyorum.” diyerek oradan ayrıldı.
Hârun Reşit merak edip adamlarını Behlül’ü takip etmeleri için gönderdi. Behlül şehir dışındaki bir çöplüğe gitti.
Behlül çöplüğün başında eğilip, sanki çöplerle konuşuyordu. Çöpler ona:
“Biz de vaktiyle en güzel yiyeceklerdik. Sevgi ve itibarımız vardı. İnsanlar arasına karışınca bu hale geldik. Sen de insanların arasına karışma.” dediler.
Behlül saraya döndüğünde, Halife: “Söyle bakalım cevabını.” dedi.
Behlül: “Danıştım efendim. İnsanlar arasına karışmam mümkün değil.” diye cevap verdi.
Halife: “Sen çöplere danışmışsın!” deyince Behlül çöplerden duyduklarını anlattı.
Bu sözlerdeki derin hikmeti anlayan Hârun Reşit: “Haklısın.” deyip düşüncelere daldı.
Bu hikaye, birçok katmanlı anlam içeriyor:
Geçiciliğin Hakikati: En güzel yiyecekler bile zamanla çöp oluyor. Bu, dünyevi güzellik ve itibarın ne kadar geçici olduğunu gösteriyor.
Çevrenin Etkisi: “İnsanlar arasına karışınca bu hale geldik” sözü, sosyal çevrenin kişi üzerindeki dönüştürücü etkisine işaret ediyor. Bazen saflığı korumak için mesafe gerekebilir.
Hikmetin Kaynağı: Behlül Dânâ, hikmeti beklenmedik yerlerden alabiliyordu. Çöp bile ona ders verebiliyordu çünkü o, her şeyde ibret almayı biliyordu.
Manevi Zenginlik: Sarayın lüksü karşısında ruhsal saflığı tercih etme kararlılığı, gerçek değerlerin nerede olduğunu gösteriyor.
Bu hikaye, modern yaşamda da son derece geçerli. Sosyal medyada, iş hayatında, toplumsal ilişkilerde “görünmek” ve “beğenilmek” uğruna özümüzden ne kadar uzaklaştığımızı düşünmeye davet ediyor.
Behlül Dânâ’nın seçimi, bazen dışarıdan garip görünse de, iç huzuru ve manevi değerleri korumak adına yapılan bilinçli bir tercihti.
Asıl olan kalpteki temizlik ve Allah’a yakınlıktır. Bu hikaye bize, gerçek zenginliğin dış görünüşte değil, ruhun derinliklerinde aranması gerektiğini hatırlatıyor.