Hârun Reşit ve Sinek: Kibirle İmtihanın Hikayesi

Tarihin en güçlü imparatorluklarından birinin başında olan Hârun Reşit bile, küçücük bir yaratık karşısında çaresiz kalabiliyordu. Behlül Dânâ‘nın bu olayda verdiği cevap, güç ve tevazu arasındaki ilişkiye dair unutulmaz bir ders içeriyor.


Hikaye

Bir gün Hârun Reşit, Bağdat sarayında önemli devlet meselelerini konuşmak üzere Divan’ı –danışma meclisini– toplamıştı. Konuları tartışırlarken ortaya bir kara sinek çıktı ve halifenin yüzüne kondu.

Def etseler de sinek yine geliyordu. Divan üyeleri hademe ve haşemeleri seferber ettiler, ancak sineği yakalayamadılar.

Sinirlenen halife, orada bulunan Behlül‘e:

“Behlül, Allah bu mendebur sineği niye yarattı?” diye sordu.

Behlül Dânâ Hazretleri, sözünü çekmeden şu cevabı verdi:

“Sizin gibi kibir ve gurura kapılanların kibirlerini kırmak için yarattı. Bu kadar insan minnacık bir yaratığa güç yetiremiyor, anlasana neyine kibirleniyorsun!”


Hikayenin Derin Anlamı

Bu basit ama etkili olay, insan kibrinin ne kadar çürük temellere dayandığını gösteriyor. Hârun Reşit, devasa bir imparatorluğun halifesi, yüz binlerce insanın kaderini elinde tutan bir hükümdar… Ama küçücük bir sinek karşısında tüm gücü anlamsızlaşıyor.

Behlül Dânâ’nın verdiği cevap, birkaç önemli noktaya işaret ediyor:

Yaratılış Hikmetinin Derinliği: Allah’ın yarattığı en küçük canlının bile bir hikmeti vardır. Bu hikmet bazen insanın kendisini tanımasına vesile olmaktır.

Gerçek Güç Nedir: İnsanoğlunun sahip olduğu bütün teknoloji, asker ve imkanlar, doğanın en küçük yaratığı karşısında bazen çaresiz kalabilir.

Tevazunun Önemi: En güçlü anında bile insanın, yaratıcısı karşısındaki konumunu unutmaması gerektiği hatırlatılır.

Günümüze Mesajı

Bu hikaye, modern çağda da geçerliliğini koruyor. İnsan yapımı en gelişmiş teknolojiler bile, doğal afetler veya mikroplar karşısında çaresiz kalabilir. COVID-19 salgını, tıpkı Hârun Reşit’in sineği gibi, insanlığa benzer bir ders verdi.

Behlül Dânâ’nın mesajı nettir: Gerçek büyüklük, güçlü olmakta değil, gücünün sınırlarını bilmekte ve tevazu göstermektedir. En küçük yaratık bile, bize Yaratıcımız karşısındaki durumumuzu hatırlatmak için yeterlidir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir