Yavuz Sultan Selim ve Çobanın Mucizesi: Bereket ve Tevazu Hikayesi

Tarihin büyük komutanları arasında yer alan Yavuz Sultan Selim Han, sadece askeri dehası ve kararlılığıyla değil, yaşadığı manevi tecrübelerle de hafızalarda yer etmiştir. İran seferine çıktığı yolculukta karşılaştığı bu olay, hem bereketin sırrını hem de tevazuun gücünü gözler önüne serer.


Hikaye

İran seferinde Sivas’a doğru ilerleyen Yavuz Sultan Selim Han‘ın karşısına yaşlı bir çoban çıktı. Padişahın yorgun ve aç olduğunu gören çoban, onu misafir etmek istedi.

Yavuz, “Ben tek başıma değilim, ardımda koca bir ordu var” deyince, çoban boynunu büktü ve “Allah Teâlâ kerimdir, misafir kısmetiyle gelir” dedi.

Sultan Selim, “Bunda bir hikmet olsa gerek” diyerek mola emri verdi.

Çoban sürüsünden dört koyun seçip kazanlara koydu ve askerlere, “Eti yerken kemikleri kırmasınlar” diye tembih etti. Nöbet nöbet sofralara oturan askerler, bu tembih üzerine kemiklere dikkat ettiler.

Allah’ın izniyle, sadece dört koyun bütün orduyu doyurdu. Askerler ne kadar yerse yesin, koyunların eti tükenmedi. Bu mucize karşısında herkes hayrete düştü.

Yemekten sonra çoban, kemikleri bir araya getirip dua etti. Askerler “Âmin” dediler. Ve o anda Allah’ın izniyle koyunlar dirilip sürüye tekrar katıldılar.

Ancak koyunlardan biri topallıyordu. Yavuz sebebini sorunca çoban, “Bir kemiği noksan” dedi. Bunun üzerine Sultan, sakladığı aşık kemiğini çıkarıp çobandan af diledi.

Çoban, “Allah’ın yardımı seninledir. Peygamber Efendimiz ve sahabeleri yanındadır. Merak etme, zafer senin olacak” diyerek Sultan’ı müjdeledi.


Hikayenin Derin Anlamları

Bu hikaye, birçok önemli mesajı içerisinde barındırır:

Tevazu ve İtaat: Yavuz Sultan Selim gibi büyük bir padişah bile, sıradan bir çobanın sözüne kulak verir ve onun tembihlerine uyar. Bu, gerçek büyüklüğün tevazuda gizli olduğunu gösterir.

Bereketin Kaynağı: Sadece dört koyunun binlerce askeri doyurması, bereketin maddi sebeplerle sınırlı olmadığını, asıl kaynağının Allah’ın lütfu olduğunu hatırlatır.

Emanete Sadakat: Kemiklerin kırılmaması tembihine uyulması ve sonrasında koyunların dirilmesi, verilen sözlere sadık kalmanın önemini vurgular. Tek bir kemiğin eksik kalması bile sonucu etkiler.

Dua ve İnanç: Çobanın duasının kabul olması ve koyunların dirilmesi, samimi duanın gücünü gösterir.

Pişmanlık ve Tövbe: Sultan’ın sakladığı kemiği itiraf etmesi ve af dilemesi, hatalardan dönmenin ve dürüst olmanın değerini ortaya koyar.

Bu hikaye bize gösterir ki, Allah dostlarının bereket ve duası, maddi imkansızlıkları aşabilir. Aynı zamanda, büyük küçük demeden herkesten öğrenmeye açık olmak ve emanetlere sadık kalmak, manevi zenginliğin anahtarlarıdır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir